3.10.2009

İLK SAVAŞ FOTOĞRAFI


Bir süredir ailemin İstanbul'a gelmeden önce yaşadığı Kırım hakkında bilgi toplamaya çalışıyorum.(Hikâye bana çok ilginç geliyor ve romanlaştırmak istiyorum. Uzun yıllardır aklımda olan bir proje ve artık ciddi ciddi çalışmaya başladım üzerinde.) Tarih çok eski olunca geniş ve aydınlatıcı kaynak bulmak da zorlaşıyor ne yazık ki. Nerden, nasıl ve niçin geldiği artık hatırlanmayan-belki de hiç konuşulmamıştı, bilemiyorum-tahta kutuda kutsal bir emanet gibi saklanan ipek böceği kozalarının sırrını sanırım çözdüm. Üstünde yüzyılların kiri pası birikmiş, rengi kararmış bu kozalar, ailenin ipek böceği kozası yetiştiriciliği yaptığını düşündürdü bana. 1798 yılını araştırdığımda rastladığım az sayıdaki kaynaklardan birinde, Kırım'da ipek böceği kozası yetiştiriciliğinin yaygın olduğunu okudum.

Araştırdıkça konu dağılıyor ve ilgimi çeken bir ayrıntının peşine takılıp gidiveriyorum. Bir gram bal bulmak için daha kaç çuval keçiboynuzu yemek zorunda kalacağımı da merak ediyorum açıkçası.

Bazı tesadüfi icatların dünyanın tarihini nasıl değiştirdiğini öğrendim bu didiklemelerim sırasında. Mesela; dikenli tel! Bir köylü, arazisine yaban domuzu, sansar vb. gibi hayvanlar girmesin diye tarlasının etrafını dikenli bitkilerle çeviriyor. Bu zaman içinde bugün de kullandığımız dikenli tel üretimine örnek oluyor.

Dikenli tel dünya tarihini nasıl değiştirdi peki?

Tabii ki değiştiren o değildi. Dikenli telleri aşmak için icad edilen tanklar değiştirdi dünya tarihini. 1. ve 2. dünya savaşlarında kullanılan tanklar haritaların yeniden çizilmesine neden oldular.

Daha önce icad edilen tekerlek gibi tanklar da savaş aracı olarak kullanılmıştır. Daha pek çok icad gibi.

Ama bir icad var ki, o, tam tersi savaşa hizmet etmeyip, savaşın gerçek yüzüyle tanıştırmıştır insanlığı. O da fotoğraf makinasıdır. Yine, Kırım hakkında bilgi kırıntılarını toplamaya çalışırken rastladım bu bilgiye. Bilinen, çekilmiş ilk savaş fotoğrafı Kırım Savaşı'na aitmiş.








İngiliz fotoğrafçı Roger Fenton, Kırım'da savaşmak için bulunan İngiliz ordusuyla birlikte gelmiştir bölgeye ama onun silahları farklıdır. Kağıdı, kalemi ve fotoğraf makinasıdır silahları. Ha, bir de içinde karanlık odasının da olduğu atlı arabası vardır Fenton' un. 

İşte Kırım Savaşı fotoğrafları:

 
 

Dipnot: Fenton' a sponsor olan şirket, gerekli parayı koşullu olarak vermeyi kabul etmişti. Koşulu da şuydu: Savaşa katılan İngiliz askerlerinin ailelerini korkutacak, üzecek gerçek savaş görüntüleri çekmeyecekti. Bu koşula uymaya çalıştığı için savaşın gerçek yüzünü yansıtmayacaktı üç ayda çektiği 360 fotoğraf ama yine de çekilen ilk savaş fotoğrafları olması gerçeğini değiştirmeyecekti. Belki de bunu yapamamanın ezikliğindendir, Fenton' un İngiltere' ye döndükten sonra gerçek mesleği olan avukatlığa dönmesi ve ömrünün geri kalan kısmında sadece manzara fotoğrafları çekmesi; kimbilir...







5 yorum:

  1. fotoğraf makinası dikenli telden daha önce yapılsaydı tarih daha farklı olurmuydu acaba?

    YanıtlaSil
  2. Eline sağlık sevgili Ümran ,araştırmalarından biz de faydalanıyoruz ..Geçenlerde televizyonda ''full metal jacket'' izledim Ümran. Savaş-fotoğraf makinesi bağlantısı bu filmde de geçiyordu. Toplumları yönlendirmeye ve bu şekilde yönetmeye alışık olanlar hemen fotoğrafın etkisini tahmin etmişler baksana ..

    YanıtlaSil
  3. "Nişancı: Beni haber yapmalısınız.

    Joker: Niye seni haber yapalım ki?

    Nişancı: Ben en iyisiyim,157 kızıl öldürdüm. 50 de manda.

    Joker: Peki içlerinde hiç kadın veya çocuk var mı?

    Nişancı: Elbette.

    Joker: Bir insan bir çocuğu nasıl vurabilir ki?

    Nişancı: Çok zor sayılmaz,biraz öne doğru eğilmen gerek,hepsi bu!"

    *

    Evet ya sevgili Berna, daha ilk savaş fotoğrafçısından itibaren başlamışlar yönlendirmeye. Irak Savaşı sırasında da adlandırıldılar malumundur; "embedded"(iliştirilmiş fotoğrafçılar)

    "iliştirilmiş" olmayı reddeden yok mu? Mutlaka vardır. Onu bulmaya çalışıyorum şimdilerde. Bulunca paylaşacağım:)

    Sağolasın sevgili Berna.

    YanıtlaSil
  4. savaştan ziyade kozalara takıldım.
    göç ederken,sadece hatıra olarak yanlarında getirdiklerini sanmam.
    Neden acaba?
    Onlar bitki tohumları gibi tohum değilki üretsinler.
    Sizde üstünde düşünmüşsünüzdür mutlaka.

    YanıtlaSil
  5. Ben de kökenimin dayandığı Kırım' la ilgili bilgilerimin eksik olmasından muzdaribim. Oradaki kökenlerimize ulaşmak ne yazık ki mümkün olmadı. Üstelik bu bilgileri taşıyan ihtiyarlar, birer birer veda ediyorlar hayata...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.