22.08.2009

Sazlar sustu






10.05.2008 Saat; 15.00

Yürürken bir yandan da TUANATU ile didişiyoruz. Bana göre geç kaldık, ona göre ise daha erken...Bir kez daha anlatıyorum neden yumuşak ışıkta çalışmak istemediğimi.

Surların hemen dibindeki caddeden indik ve soldan da ilk sokağa girdik. Aslında giremedik; kalakaldık olduğumuz yerde. Bi süre, sökülmüş pencereleriyle görmeyen gözlerle sokağa bakan, yıkılmayı bekleyen evlere ve aralarda kalmış tek tük yıkımdan kurtulmuş ama beklense zaten bir süre sonra kendiliğinden yıkılabilecek binaları inceledik.

Üç tekerlekli bisikletinin pedallarını bütün gücüyle çeviren bir çocuk yaptığı hızdan aldığı keyifle üzerimize doğru geldi ve çarpmadan teğet geçti. Keyfi daha çok arttı ve kahkahaları boş pencerelerden boş binalara doldu.
Sokaklar çocuk doluydu. İp atlayanlar, misket oynayanlar, maç edenler, dövüşenler...Sanki, yerleşmeleri için kendilerine gösterilen semtte özgürlüklerini yitirecekleri korkusuyla delicesine koşturuyorlardı.
*
"Niye buraya geldik?"
"Burası neresi?"
"Evimize gidelim. Mestan'ın yavrularını görmek istiyorum"
"Bundan sonra evimiz burası" dedi babam çekiştirdiğim elini kurtarmaya çalışırken. Biraz daha büyüdüğüm zaman ancak anlayabilecektim:"İstimlâk" kelimesinin anlamını. Bizim Şehremini' deki evimiz avlusundaki çeşmesiyle, Mestan ve yavrularıyla, bahçesindeki incir ağacıyla birlikte yol genişletileceği için istimlâk edilmişti. Hep merak ettiğim tavanarasını hiç göremedim.
*
Sulukule' de konu sertti ve nedense ben kuralları çiğnemek ve yumuşak bir ışık kullanmak istemiyordum. Salgado değildim, belki de beceremeyecektim ama aklımda kalacağına deneyecektim.

Denedim.

Zaten hep denemiyor muyuz doğru fotoğrafı bulmak ona ulaşmak için.

Aydınlık ve karanlık alanlar arasında keskin çizgiler, sert kontrast olsundu amacım.

Elbette çok daha iyi olabilirdi ama ilerde bu türden kural ihlalleri için bir ön çalışma oldu benim için.

2 yorum:

  1. Biraz araştırdım internette. Fotograf ve ışık kullanımı ile ilgili. Fotograf çekmenin saati olduğundan söz ediliyor. Siz o saatlere uymamışsınız,öyle anladım.Neden?Farklı olmak mı?Kuralları değiştiremeyeceğinize göre neyin çabası bu?Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Kurallar manzumesinde sözü edilen zaman diliminde çekilen fotoğraflarda, ışık homojen dağılacağı için renk tonlarının daha fazla seçileceği ve yumuşak geçişler olan, keyifle izlenen hoş fotoğraflar ortaya çıkar.

    Sulukule için planlanan "Kentsel Dönüşüm Projesi' ni duymuşsunuzdur sanırım. Medyada çıkan haberlerden dolayı orda sadece roman vatandaşların yaşadığı sanılır. Oysa onlar oraya sonradan yerleşmişlerdir. Orda, Sulukule'de yani İstanbul' un en eski iki mahallesi var. Biri Mihrişah Sultan Mahallesi, diğeri şu an için aklıma gelmedi. Yani Osmanlı'dan beri orda yaşayan aileler var.

    Bir sokağa girecekken ötede, bir evin önünde oturan pijamalı birisi eliyle, "gelmeyin" şeklinde bir işaret yaptı. Bizi izleyen birisi de uyardı bizi: "O sokağa girmeyin, arananlar var, hoşlanmazlar. Sonra ötede bir sokağı işaret ederek devam etti: "Şu sokağa da girmeyin bu saatte ticaret olur" diye...Bir başka sokağın köşesinde oturan bir anne, 14-15 yaşlarında olan kızını, yanımdaki fotoğrafçı arkadaşıma: 100 lira veirse sabaha kadar götürebileceğini söyledi...

    Kusura bakmayın ama ben koşulları böylesine sert, acımasız bir mekanda "yumuşacık" bir ışık kullanımını içime sindiremedim. Bu benim kişisel görüşümdür elbet.

    Fotoğraflar olmuş/olmamış o konu üzerinde tartışılır elbet. Ben de diyorum, daha iyi olabilirdi, diye. "Ben yaptım oldu" demiyorum dikkatinizi çekerim. "Ben denedim" diyorum sadece...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.